top of page

Nefes ile hiperventilasyon (aşırı hızlı soluk alıp verme) arasındaki fark nedir? Artan oksijenin etkisiyle hissedilen baş dönmesi, kişiye aşırı hızlı solup alıp verdiğini düşündürtebilir. Nefes’te; hiperventilasyon ile bağlantılı gerginlik ve endişeyi oluşturmamaya özen göstermekteyiz. Hatırlanması gereken en önemli fark; nefes almanın, nefes vermeden daha uzun ve nefes vermenin Nefes’te olabildiğince rahat olduğudur. 

Tipik bir hiperventilasyon; kişinin dışarı verilen nefesi ittiği ve CO2 seviyesini düşürdüğü zaman oluşur, böylece kanda alkalosis olarak tanımlanan alkalin bir durum meydana gelir. Bu; istenmeyen ve sağlıklı olmayan bir durumdur. Nefes’te daha uzun bir nefes alış ve rahatlamış bir nefes verişi vurguladığımız için, oksijen seviyeleri artar ve CO2 seviyeleri de yüksek kalır. Hiperventilasyon yerine süper oksijenlenme durumuna geçilir, bu da istenilen ve mutluluk verici bir konumdur. 

Oksijen ile hastalıklar arasındaki bağlantı nedir? 

Hücre içindeki hastalık durumu ile hücresel oksijen eksikliği arasında direkt bir ilişki bulunmaktadır. Aralarında kanserin de yer aldığı bir dizi hastalık, anaerobik olarak sınıflandırılmaktadır. Anaerobik ‘oksijensiz’ demektir ve hücreler oksijen ile karşılaştığında bölünme sona erer ve hücreler ölür. Ozon, hiperbarik oksijen ve hidrojen peroksit ile oksijen tedavisi gören birçok insan bulunmaktadır. Oksijen almanın en etkili ve uygun yöntemi; kendi nefesimizi iyileştirmek ve arttırmaktır. Nefes’in en önemli yararlarından biri; hücrelere yüksek miktarda oksijen sağlamasıdır. 

Nefes ile hiperbarik oksijen tedavisi gibi oksijen tedavi yöntemleri nasıl karşılaştırılabilir? Nefes aldığımız zaman; oksijen, akciğerlere alveoli adı verilen hava kesecikleriyle girer, ve buradan da oksijen yoğunluklarındaki farklılıklara bağlı olarak kötü oksijenlenmiş kana karışır. Daha sonra oksijen, hücrelere taşınmak üzere hemoglobine bağlanır. Normal atmosfer şartlarında plazmada çok az serbest oksijen kalır. Bu tıbbi olgu; bir defada emip taşınabilecek oksijen miktarının bir doyma noktası veya maksimum noktası olduğunu göstermektedir. 

Nefes ve Hiperbarik Oksijen Tedavisi; bol oksijenli konum sağlayabilir. Hiperbarik Oksijen Tedavisi; kana getirilen oksijen hacmindeki hız ve baskı değerlendirilecek olursa, daha avantajlı sayılabilir. Çünkü bu tedavi ile oksijenin plazma seviyeleri arttırılmaktadır. Fakat bu avantaj bir yere kadar geçerlidir çünkü Hiperbarik Oksijen Tedavisinin kullanılamadığı amfizem, belirli kulak bozuklukları, ani pnömotoraks gibi durumlar bulunmaktadır. Nefes’te ise belirgin bir kontraendikasyon bulunmamaktadır. Ne de olsa bilinçli nefestir! 

En önemli farklılık ise; Nefes’in prana’yı kabul etmemize yol açan yüksek titreşimsel enerji alanını yaratarak iyileştirme sağlamasıdır, bu aynı zamanda chi veya yaşam gücü olarakta bilinir. Bu; titreşimimizi arttırmamıza ve herhangi bir nefes düzeni bozukluğunu bilinçli olarak yeniden yapılandırmamızı sağlar. Hastalık olarak kendini gösterebilecek duygusal, zihinsel ve ruhsal tıkanıklıkları temizleyebiliriz. Hiperbarik Oksijen Tedavisi ise bu tarz iyileştirme sağlayamaz ve doğasında bütünsel değildir. 

Hiperbarik Oksijen Tedavisinin kullanımı; yanma, atak ve omurilik travmalı, karbon monoksit zehirlenmesi geçirmiş ve nefes alma alıştırmasını uygulayamayacak zayıflıktaki hastalarda uygundur. Bu; geçici bir tıbbi ölçek sağlarken, Nefes kalıcı ve derin iyileştirme sunmaktadır. Ayrıca çok daha ucuzdur!

 

bottom of page